Bu konuda Cenâb-ı Hakk (Celle Celelühü) Kur’an-ı
Kerimin de buyuruyor ki:
Dünyada herkesi,
ahirette sadece mü’minleri rahmetine alan Allah’ın
adıyla.
“Eğer siz, size yasaklanan büyük
günahlardan kaçınabilir-seniz, Biz de ufak tefek suçlarınızı bağışlar ve
sizi muhteşem
ikramlarla ağırlayacağımız şerefli bir mekâna
yüceltiriz! O
halde, bu nimetleri kazanmak için gayret gösterin, hiç olmaya-cak hayaller
peşinde koşarak oyalanmayın.” (Nisâ:
4/31)
Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi
Vesellem)
Efendimiz ise bu
konuda şöyle buyurdular:
“Büyük günahlardan uzak durulursa bir namaz
öteki namaza kadar, bir Cuma öteki cumaya kadar bir ramazan öteki ramazana kadar
olan küçük günahlara keffâret olur.” (Müslim, Tehâret
14-16, Tirmizî, Salât 160.)
Büyük günahların hepsi üç şeyde toplanmıştır:
1- Hevâ ve
hevese uymak: Heva, nefsin tad aldığı şehvet-lere meyletmesidir. İnsan
hevâsı yüzünden namazı ve bütün tâatleri bırakarak nefsânî hazlara erme,
ana-babaya itâatsizlik ve akraba hukukuna riâyetsizlik, namuslu kadınlara zinâ
iftirâsı atmak vb. fiilerle bid’at, dalâlet, irtidâd, şüphe, şehvet, lezzet ve
nimetler ve nefsin hazları içinde yaşama isteği gibi büyük günahlar
düşer.
2- Dünya
sevgisi: Öldürme, zulüm, gasb, yağma, hırsızlık, fâiz, yetim malı yemek,
zekât vermemek, yalancı şâhitlik, şâhit-liği gizlemek, yemîn-i gamûs (bile bile yalan yere yemin etmek), vasiyet vb.
konularda bazılarını kayırmak, haramı helal saymak, sözünde durmamak ve benzeri
birçok günâhın kaynağı dünyâ sevgisidir.
3- Allah’tan
başka varlıklar görmek: Çünkü şirk, nifak, riyâ vb. bundan kaynaklanır. Bu
sebepledir ki Allah Teâlâ (Celle Celelühü) Kur’an-ı Kerimin
de: “Allah, ister başka
ilahlara tapınma, isterse gönderdiği hükümleri reddetme şeklinde olsun,
egemenliğinin kısmen de olsa başkasına verilerek kendisine şirk koşulmasını -zamanında tevbe edilmediği takdirde- asla bağışlanmayacaktır. Bundan daha hafif günahları ise,
dilediği kimse için bağışlayabilir. Fakat müşriklerin bağışlanması asla söz konusu olamaz.
Çünkü Allah’a ortak koşanlar, gerçekten derin bir
sapıklığa düşmüşlerdir.” (Nisâ:4/116) buyuruyor. Bakın, yalnızca Allah (Celle
Celelüh)’a kulluk etmeyenler, nasılda ken-dilerinin ve şeytanın kölesi
oluyorlar.
Evliyadan biri şöyle demiştir: “Senin varlığın
öyle bir günahtır ki hiçbir günah ona kıyâs olunmaz. Kim, varlığının günahından
kurtulursa Allah’tan başkasını görmez.” Ondan ne şirk, ne de dünya sevgisi sadır olur.
Hevâdan kurtulur ve kendisi için Allah (Celle Celelüh)’a ulaşıp kavuşma
gerçekleşir.
Büyük günahlardan uzak durmak, küçük
günahların bağışlanmasını gerektirir. Hem küçük günahlar hem de büyük günahlar
kalmayınca da o güzel yere, ikram edenlerin en cömerdi olan Allah
(Celle
Celelühü)’ın huzûruna girmek mümkün olur.
Bu duygu ve düşüncelerle: Müşerref olduğumuz Mübarek
Cuma’nızı en kalbî duygularımla tebrik eder, sağlık, esenlik ve mutluluklar
diler, tüm Âlem-i İslam’ın kurtuluşuna vesile olması temennisiyle… Cenab-ı
Allah’tan iki cihan saadetleri niyaz ediyorum.
19.10.2012
Hüseyin BULUT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder