KANSERİN ÖLÜMÜ
-
Şunu bilin ki, KANSER diye bir hastalık yok!.. Kanser, sadece vitamin B17
eksikliği!...
Başka bir şey değil!..
Kemoterapi, ameliyat veya değişik ağır hapl...
16 Temmuz 2008 Çarşamba
Dua konusuna bir hazırlık...
Kabul Olmayan Dua da Hayrımıza Olabilir
Aykut Akça
Varolan her şeyi noksansız bir yaratış ile yaratan Allah, insanoğlunu da bedenen ve ruhen mükemmel bir şekil ile yaratmıştır. Öyle ki, Allah insana kendi ruhundan üflemiştir (1).
Yarattığı bu insan denen varlığa merhamet, şefkat gibi en güzel erdemleri ve en ulvi duyguları bahşetmiştir. İnsan bu duygular sayesindedir ki diğer insanlara ve tüm diğer mahlukata iyilik penceresindan bakmayı becerebilir ve onların iyiliğini ister.
Şefkat, merhamet gibi bu ulvî duygular, insanoğlunun kadın cinsinde daha yoğun bir şekil sergiler. Ondandır ki kadınlar daha yufka yürekli, daha bir merhametli ve ondandır ki anne kelimesinin içi dopdoludur. Bu anne ki çocuğunun başı ağrısa kendisi uyuyamaz. Çocuğuna olan sahiplenme / kendi bilme duygusunun mahiyeti, yavrusuna gelecek derdi kendisine gelmesini tercih edecek boyuttadır. Çocuğunun başına en ufak bir kötülük gelmesini istemez. Kötü olanı çocuğun kendisi istese bile buna ne pahasına olursa olsun karşı durur. Çocuğu bu hali beğenmese de bu böyledir. Annelik başka türlü davranmaya izin vermez.
Evin 15 yaşındaki çocuğu olan Ahmet annesinin yanına gelir.
-Anne der, bana da Mehmet Abi'nin motorsikletinden alır mısınız?
-Olmaz alamayız Ahmet der, anne.
Daha motorsikletin alınmama sebebini bile öğrenmeden kapıyı vurur çıkar dışarı Ahmet. Hani delikanlı ya, hani hızlı yaşamalı ya. Herkesin anne-babası onların her istediklerini alıyorlar da Ahmet'in ailesi neden almaz ki Ahmet'in istediklerini. Her zaman istedikleri şeyler ya kabul görmüyor ya da sonra alırız deyip erteleniyor ne yapsın bu Ahmet şimdi. O isyan etmesin de kim isyan etsin. Oysa ki o anne biricik oğlu, ciğer parçası Ahmet'i henüz küçük olduğundan dolayı sakındığı için, isteğini geri çevirdi. Anneye göre biraz daha büyümeli idi oğlu.
Bir insan, bir anne bile bu kadar merhamet ve sakınma duygusu gösterir çocuğu için doğru olanın ne olduğuna karar verir ve gereğini yapmak için her bedeli öder / ödemeye hazır iken hadi düşünelim. Allah acaba bizi ne kadar düşünüp, bizi nelerden koruyordur. Bizim için neyin, ne zaman daha hayırlı olacağını bilen Allah bizim isteklerimize nasıl icabet ediyordur acaba. Nasıl bir plan (2) ve program dahilinde gidiyordur, acaba bu işleri hiç düşündük mü?
Geçenlerde bir arkadaş grubu içinde, bir tanesi "o kadar çok dua ediyoruz ama dualarımız neden kabul olmuyor?" dedi. İşte o anda tüm yukarıda geçen cümleler geldi aklıma. Ve düşünmeye devam ettim. Sorular sordum kendi kendime. Hep birlikte soralım kendimiz bu soruları.
Duamda
"acaba gerçekten doğru bir şey mi istedim?"
"acaba benim için hayırlı olan, gerçekten de benim istediğim şey mi?"
"acaba bu istediğim şey, şu an hayatıma girse, bu benim için doğru bir zamanlama mı?"
"acaba sorumluluğunu taşıyamayacağım bir şey mi istiyorum?"
"acaba hakikaten ben ne istediğimi biliyor muyum?" vs. vs…
Bu soruları çoğaltmamız mümkün tabii ki. Ancak maksat hasıl oldu kanaatindeyim.
Yaratılmış her şeyin otorite sahibi ve yegane hüküm koyucusu olan Allah, her şey ama her şey hakkında bir plan ve program koymuştur. Hiçbir şey tesadüfen olmaz, olamaz. Her şeyin bir plan ve program dahilinde gerçekleştiği varlık dünyasında kul olarak elbette Yaradan'dan isteklerimiz/dualarımız olacaktır. İstemek, yalvarmak bizden ama kabul edip, etmeme/kısa zamanda kabul etme ya da erteleyip doğru zamanda kabul etme Allah'tandır. Her şey bir denge, düzen ve plan üzerinedir. Bu mükemmel ahengin kurucusu Allah'tır. Olup biten her şey O'nun ol demesi iledir. Allah merhametlilerin en merhametlisidir. Bizim için neyin hayır neyin de şer olduğunu bizden daha iyi bilendir(3).
O sebeple, ya o çok istediğimiz şeyler için ettiğimiz dualar kabul olsa ve bu istediğimiz şey aslında bizim için bir felaketse o zaman ne yapacağız? O zaman da daha önce neticesini bilmeden ısrarla istediğimiz ve bizim arzu etmediğimiz sonuçlar doğuran o ilk duayı tersine çevirmesini isteyeceğiz. Netice olarak, elbet dualarımız olacak ama neden kabul olmuyor diye farkında olmadan hesap sorucu bir pozisyona düşmeden en hayırlısını, en hayırlı zamanlar için isteyelim. Sonuçta imtihan dünyasındayız. Allah verdikleri ve vermedikleri içinde bizi imtihan etmekte. Kulluğumuzun kalitesi kabul olunan duaların sayısının çokluğu ile alakalı değildir. Kulluğun kalitesi takva bakımından üstün olmakla alakalıdır. Takvaya yakışan O'ndan gelene razı olup bulunduğumuz şartlar içinde nasıl daha iyi bir kulluk ederiz teslimiyetidir.
~~~*~~~*~~~*~~~*~~~
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder